Çin’in Mevcut Durumu

Çin’in Mevcut Durumu

Çin Halk Cumhuriyeti ile aramızdaki ticaret dengesi ülkemiz aleyhine bozulmuş bulunmakla beraber 1997-1999 yılları arasında düşüş gösteren ihracatımız 2000 yılında itibaren artmaya başladı ve 2001 yılı itibariyle ticaret açığı azalma gösterdi. Sözkonusu ticaret açığı temelde iki ülkede mevcut pazara giriş koşullarının farklılığından kaynaklandı. Çin Halk Cumhuriyeti özellikle gerçekleştirmekte olduğu yapısal reformlar sonucunda kısa vadede ortaya çıkması muhtemel işsizlik ve enflasyonist baskıların azaltılması amacıyla ithalatı baskı altına tutarak dış ticaret açığı yaratıyor.

Halen Çin Halk Cumhuriyeti’nde dış ticaret yapma hakkı belirli firmalara verilmiş olup, bu firmalar tarafından yapılan ithalat ve ihracat ayrıca izne tabi. Gümrük vergisi oranları oldukça yüksektir ve gümrüklerdeki uygulamalar eşgüdümlü değil. Yabancı sermayeli şirketler, sadece üretim faaliyetleri için ithalat yapabiliyor. Bankacılık sistemi dışa kapalı ve merkeziyetçi. Kambiyo uygulamalarında kısıtlamalar bulunuyor. Çin firmalarının yurtdışına para transferleri sıkı denetim altında. Kişilerin Çin dışına çıkışları kısıtlamalara tabidir. Çince dışındaki lisanları bilenlerin sayısı oldukça az. Ticarete ilişkin mevzuat, bölgeler itibariyle değişiklik gösteriyor.

Ayrıca, bölgeler arasındaki gelir seviyesi farklılığı, iklim ve ulaştırma zorlukları da göz önüne alındığında, Çin pazarının birçok alt pazara bölünmüş olduğu ortaya çıkıyor. Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki bu duruma karşın, Türkiye’de vergi numarası olan tüm gerçek ve tüzel kişiler serbest olarak ithalat yapabiliyor. Gümrük vergileri, gümrük birliği kapsamında oldukça düşük seviyelere indirildi. Kambiyo mevzuatı serbest olup, döviz tedarik ve transferinde zorluk bulunmuyor. Yabancı sermayeli şirketler, ticari amaçlı faaliyet gösterebiliyorlar. Bu çerçevede Türkiye’de, ithalat ile iştigal eden çok sayıda küçük ölçekli, Çin sermayeli şirket kuruldu.

Pazara giriş koşullarının yanında, maliyetlerdeki farklılıklar da önemli bir faktör oluyor. Pazar ekonomisine geçiş reformlarının yapılmakta olmasına rağmen, halen planlı ekonominin bir çok uygulamasına devam ediliyor. Bunların başında girdi fiyatlarındaki uygulamalar geliyor. Enerji, özellikle petrol fiyatları, dünya fiyatlarının altında tutulmakta, dolayısıyla sübvansiyon sağlanıyor. Üretimin büyük bölümünü gerçekleştiren KİT’ler, zarar etmelerine rağmen sübvansiyonlar ile çalışıyorlar. Ayrıca, vasıfsız işgücü arzı fazla olup, maliyeti düşük.

Ancak Çin Halk Cumhuriyeti, kalkınması için gerekli olan yabancı sermayeyi ülkeye çekebilmek amacıyla, yabancı yatırımcılara pazara giriş koşulları açısından bazı imtiyazlar tanıdı. Bu çerçevede, bu imtiyazlardan yararlanarak Çin Halk Cumhuriyeti pazarına ihracat yapmak isteyen gelişmiş ve sermaye ihraç eden ülkeler, bir çok ortak yatırım gerçekleştirdi. Bu şartlar altında pazara giriş için kullanılması gereken kaynak miktarının yüksek oluşu, gelişme yolundaki ülkeler için gerek pazara giriş, gerekse gelişmiş ülkeler ile pazarda rekabet açısından olumsuz koşullar taşıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir